yozgat

20 Eylül 2009 Pazar

 

Eski Devirler

Anadolu, bir çok göçlere sahne olması, burada bir çok devletlerin yer alması bakımından dünya tarihinde özel bir yer taşır. Bölgemiz ise bu önemli ülkenin düğüm noktası teşkil eder.
Anadolu da kurulan ilk büyük teşkilatlı devlet Hitit Devleti olup bunun çekirdeğini, tarihi sınırları içinde bölgemiz teşkil eder,
M.Ö. 230 dan sonra, daha önce Balkanlardan Anadolu ya geçmiş olan Galatlar, İç Anadolu'ya yerleştiler. M. Ö. ikinci asırda, Romalılar bir çok fırsatlardan ustalıkla istifade ederek, "Asya Eyaleti"ni genişlettiler ve bütün Anadolu'yla beraber bölgemizi de ele geçirdiler.
İlçemizde Alişar ve Kerkenez Dağı'nda yapılan inceleme ve kazılarla "Hitit ve Eski Devirlere" ait daha sağlıklı bilgiler elde edilmektedir.


Bizans Dönemi

M.Ö. 395 yılında, Roma İmparatorluğu ikiye ayrılınca, Anadolu ve dolayısıyla bölgemiz, Doğu İmparatorluğu'nun (Bizans'ın) payına düştü. Orta çağlarda da Anadolu birçok istilalâra ve savaşlara sahne oldu. Bizanslılar zamanında bu bölgenin "Pitriya" adıyla anıldığı rivayet edilmektedir.

Selçuklu Dönemi

Bölge, 1071 Malazgirt zaferinden sonra Türk topraklarına katılmıştır. Önceleri merkezi İznik olarak kurulan (1075) Türk Devleti'ne bağlı Kayseri Beyliği'nin sınırları içerisindeyken, 1127'den sonra Anadolu Selçuklu Devleti'ne Tabii Danişmend Oğulları Beyliği'nin topraklarına katılmıştır.
Şeyh Hoca Ahmet Yesevi hazretlerinin halifelerinden Emirci Sultan (lakabı Şerefüddin) adı ile anılan Osman Efendi, bu dönemde gelerek bölgenin İslâmlaşmasında büyük hizmetler etmiştir. Fuat Köprülü, bu hizmetin Şeyh Ahmet Yesevi'nin isteği ve iradesi üzerine olduğu kaydeder. (4) Emirci Sultan'ın Anadolu'da Keykâvus Kalesi yakınlarında konakladığı, sonra Yozgat'ın Keçikıran Köyü'ne yerleştiği anlatılır. Sivas'a Vali tayin edilen Selçuklu Veziri Osman Paşa Emir_i Çin'in Şöhretini duyarak yanına gelir, sohbetinde bulunur ve talebesi olur.
Salmanlı, Danışman (Danışman Çiftliği Cihanşarlı Köyü arazisi içindedir.), vs. gibi aile ve köy isimleri Danişmendlilerden gelmektedir. Bölge 12.y.y.da İkinci Kılıçaraslan Danişmendlilerin hakimiyetine son verince, Selçuklu hâkimiyetine girmiştir.

Bozok'tan Yozgat'a

"Boz Ok, bilindiği gibi, 24 boydan meydana gelen Oğuzeli'nin on iki boyunun umumi adıdır. bunlar Oğuzların içtimai ve askeri teşkilatın da Sağ Kol'u teşkil ediyorlardı. Diğer on iki boyda ÜÇ OK adını taşımakta ve SOL KOL'u meydana getirmekte idi. Araştırmalar açıkca göstermiştir ki, her iki kolu meydana getiren boyların hepsi de Anadolu'ya gelmiş ve bu ülkede yurt tutmuştur. Türkmenistan'da bu boylardan Salur, Çavuldur-Çavundur-İğdir-Eymür, gibi ancak az bir kısmının parçaları kalmıştır.
Oğuzlar Anadolu'ya geldiklerinde söz konusu kol teşkilatını da uzun bir müddet devam ettirdiler. Türkiye'nin hemen her bölgesinde BOZ OK ve ÜÇ OK kollarına mensup oymaklar yan yana yurt tutmuştur. Ancak Yozgat ve ona komşu bazı yörelerde daha ziyade BOZ OK'lu oymakların, Çukurova'da da Üç Okluların çoğunluğu teşkil ettikleri görülür. Bunun bir neticesi olarak adı geçen bilgelerdeki oymaklar uzun bir zaman kendi kol adlarıyla, yani Boz Ok ve Üç Ok adlarıyla anılmıştır. Böylece Boz Ok adı, bir müddet Yozgat ve ona komşu bazı yörelerdeki oymak tarafından taşındıktan sonra bölgenin adı olmuş ve bu Cumhuriyet devrine kadar gelmiştir."(6)

Karatatarlar ve Yozgat

"Ankara'da Osmanlı Ordusu'nu yenip Yıldırım'ı esir eden Timur, Anadolu'dan dönerken Karatatarları Türkmenistan'a götürmeye karar verdi. Bu kararını tatbik etti. Bilhassa Karaman, Kırşehir, Yozgat, Kayseri bölgelerindeki Tatarlar'ın pek çoğu göçürüldü. tatarlar Anadolu'dan ayrılmak ve dedelerinin yurduna dönmek istemiyorlardı. Çünkü burada doğup, burada büyümüşler ve yukarıdaki izah edildiği gibi, birçok bakımlardan Türkmenleşmişlerdi. Fazla olarak Anadolu'da ki yurtlarında müreffeh bir hayat geçirmekte idiler. Onun için İran'a gelindiğinde Türkiye'ye kaçmaya çalıştılar, fakat muvaffak olamadıkları gibi, ağır bir şekilde cezalandırıldılar. Timur'un ölümünden sonra da bir kısmı Türkistan'da yerleştirildikleri bölgeden, Türkiye'ye dönmek istediler ise de, bu da öğrenildi. Onlardan kalan diğer oymakların Türkiye'ye dönebildiklerine dair hiçbir bilgiye sahip değiliz. Mamafih Karatatarlar'dan birçoğu da Anadolu'da kalabilmişti. Bunlar bilhassa Sol Kol'dan(caungar) yani, Sivas, Tokat, Amasya, Çorum ve Ankara bölgesindeki Tatarlar idiler.
Osmanlı devrinde Sivas'tan Ankara bölgesi'ne kadar yayılan ve tahrir defterlerinde Ulu Yörük Türkleri denilen topluluktan bir kısmının Kar Tatar kalıntısı olduğu kati bir şekilde anlaşılıyor. XIV. yüzyılda 27 bölükten müteşekkil olan Ulu Yörükler, yüzde pare, orta pare adları ile üç kola ayrılıyorlardı. Bunlardan yüzde pare Moğolların yüzlük teşkilatının bir hatırası gibi görünüyor. Bunlara yüzdeciler de denilmektedir. Ulu Yörük topluluğunu teşkil eden bölüklerden Sarçlu, Yukarı Çungar,(Ca'ungar), Aşağı Çungar (Ca'ungar), Çavurcı ve daha birçok oymakların Moğol oldukları katiyetle söylenebilir.

TİMUR'UN AZMİ

Timur Ankara savaşı'ndan dönerken Doğankent (Peyik)'te de konaklar. Tarihçiler geçtiği yerlerde de birçok tahribatlar yaptığını belirtmektedirler. Peyik viran durumdadır. Timur yıkık yerleri gezerken bir karıncanın duvara tırmanışı dikkatini çeker. Karınca, kerpiç duvara tırmanıyor, tam üzerine çıkacağı zaman düşüyor, yeniden deniyor, yeniden düşüyormuş. Timur oturmuş ve karıncayı seyre dalmış. Sonunda karıncanın istediği yere çıktığını görünce alkışl*****ş ve demiş ki:
-Buranın halkı, bu karıncayı örnek alsın. O zaman karınca azmiyle bu belde viranelikten kurtulup, mamur bir şehir haline gelebilir.
Rivayete göre, Timur'un azim ve kararlılıkta bu karıncanın hareket tarzını örnek aldığı anlatılır.
Timur'un 1404 yılında Kara tatar'ı Anadolu'dan göçürmesi üzerine Yozgat ve komşu yöreler, eskiden beri Sivas'ın güneyinde ve Kayseri'nin doğusunda (bilhassa Uzan Yayla) yaylayan Dulgadirli Türkmenleri tarafından işgal ve iskan edildi. Bu Türkmenler, Oğuz (yahut öteki adıyla Türkmen) elinin Boz Ok Kolu'na mensup olduklarından, Yozgat ve komşu yörelerde yurt tuttuktan sonra da Boz Ok adı bölgeyi değil, orada yaşayan halkı ifade ediyordu."(7)

Dulkadirli Dönemi

"Boz Ok'lu oymakların yerleşmeleri ile birlikte Yozgat bölgesi ve komşu yöreler Dulkadirli Beyliği topraklarına dahil oldu ki, bu husus ilim âlemince son yıllara kadar bilinmekte idi.
Boz ok, Dulkadirli Beyliği sona erinceye kadar (1522) bu beyliğin elinde kaldı. Bölge, Dulkadir beylerinin oğulları tarafından idare ediliyor. Bunlar Çandır veya ona yakın olan Kozan köyünde oturmakta idiler. Oymaklar zamanla tam göçebe hayatı bıraktılar ve yurtlarında çiftlik yapmaya başladılar. bölgede içtimai hayatın gelişmesinde Dulkadir oğlu Alâuddevle ile oğlu boz Ok Valisi Şah Ruh Beğler4in mühim bir rol oynadıkları görülüyor. Alâuddevle Beğ Boz Ok'lu oymaklar için eski Türk hukuku gelenekleri de ihtiva eden bir kanunnâme yazdırmıştır.
Alâuddevle Beğ'in ülkesinin, Elbistan ve Maraş gibi yerlerinde pek çok Zâviye inşa ettirmiş olduğunu biliyoruz. Gerçekten zaviyeler tesisinde Türkiye'de hiçbir hükümdar Alâuddevle e mukayese edilemez. Adı geçen Dulkadir beyi, Elbistan, Maraş Kudüs ile pek çok kasaba ve köylerde medrese ve camiler inşa ettirdiği gibi, hamam, imaret ve han da yaptırmıştır.
Oğlu Boz Ok Valisi Şah Ruh Beğ'e gelince, Şah Ruh Beğ Çandır'da bir mescit ve bir zaviye tesis ettiği gibi, oradaki Şah Sultan Hatun Kübqmbeti'ni de onun inşa ettirmiş olduğu anlaşılıyor. Şah Ruh Beğ, bunlardan başka Gemerek mescidini yaptırmış, Kara Özü civarında, Kızılırmak üzerindeki muhteşem köprü ile adı geçen köydeki zaviye de onun tarafından inşa ettirilmiştir.(Super

Osmanlı Dönemi

Dulkadir Beyliği'nin 1522'de yıkılması üzerine bölgenin hâkimiyeti Osmanlı Devleti'nin himayesine girmiştir. Çelebi Mehmet zamanında Yozgat, Sorgun ve komşu mahallere yerleşen birçok oymak vardı.(9)

Bozok-Sorgun ve Celâli İsyanları

"1519 yılında Boz Ok'da bir ayaklanma oldu. Bu isyanı Şah veli adlı biri çıkarmıştı. Şah veli'nin Şah İsmail4in Anadolu taraftarlarından olduğu bilinemiyor. Başına üç-dört bin adam toplayan Şah veli, Dulkadir Hükümdarı Şehsuvar oğlu Ali Beğ'in oğlu Boz Ok valisi Üveys Bey'in evini bastıktan sonra Sivas Beylerbeğisi Şadi Paşa'yı da Zile civarında bozguna uğrattı. Bu başarı Şah veli'nin başında bulunanların sayısını artırdı. Fakat çok geçmeden Dulkadir oğlu Ali beğ, Karaman Beğlerbeğisi Şâdi Paşa, Şah Ruh köprüsü yakınında Şah Veli'nin karşısına çıktılar. Savaş bilhassa Dulkadir oğlu Ali Beğ'in yiğitliği sayesinde kazanıldı. Şah Veli bir kısım taraftarları ile Zile yöresinde oturan Çungar oymağı tarafından yakalandı. Şah veli'nin kesilen başı Yavuz Selim'e gönderildi. Yukarıda bahsedilen Hisar Beğlu bey beğlerinden biri de oğulları ile birlikte Şah veli4nin taraftarları arasında bulunuyordu. Kaynaklarda ilk defa Celâli olarak vasıflandırılan işte bu Şah Veli'dir.
1522 yılında Rodos seferine çıktığı esnada Dulkadirli Beğliği'nin başında bulunan Şeh Süvar oğlu ali Beğ, Kanuni'nin buyruğu ile üç oğlu ile birlikte gizlice öldürtüldü. Halbuki adı geçen Dulkadir Beği Osmanlı Devleti'ne mühim hizmetler ifa etmişti. Kaynaklardaki bazı kayıtlar Şah Süvar oğlu Ali Beğ'in Ferhad Paşa ve diğer devşirmeden yetişme devlet memurlarının iftirasına kurban gittiğini gösteriyor. Fakat Osmanlı hakimiyet anlayışı, topraklarının ortasında tâbi de olsa , böyle bir beyliğin yaşamasına müsade edemezdi. Anadolu'daki son beyliğin ortadan kaldırılmasının asıl sebebi budur. Ali Beğ'in öldürülmesi Dulkadir ülkesini bir Osmanlı eyaleti haline getirdi ise de bu, devlete pahalıya mal olan isyanların çıkmasına sebebiyet verdi."(10-11)

XVI. Yüzyılda Bozok'un İdari Taksimatı

Sancağın asıl Boz Ok adını taşıyan kesimde 255 köy ve 247 ekinlik vardır.
"Osmanlı Devleti'nin fethettiği bir ülkenin idari taksimatını ve vergi sistemini kısa bir müddet devam ettirdikten sonra, yerine kendisininkileri ikame ettiği malumdur.(1558-1559) tarihli deftere göre, Boz Ok Sancağı, asıl Boz Ok ve Ak Dağ olmak üzere iki Kadılığa ayrılmakta ve bu kadılıklar da birçok nahiyelere bölünmektedir.
Asıl Boz Ok kazası nahiyelerini; Baltı, Kara Dere, Aşağı Kanak, Sorgun, Delüce Öz, Selmanlu ve Ak Dağ kazası nahiyelerini de; Yukarı Kanak, Alikı, Ak Dağ, Boğazlıyan, Emlak, Gedik ve Çubuk teşkil etmektedir. Bu nahiyelerin sınırlarını kes in olarak tespit etmek oldukça müşküldür. Çünkü; defterlerde zikredilen köylerin mühim bir kısmının adlarının adlarına bugün rast gelinmiyor. Bu nahiyeleri ayrı ayrı incelemeye geçmeden önce, Boz Ok Sancağı'nın 1558-1559 yılındaki vergi durumu ile, köylerin sayısı, vergi nüfusu hakkında bilgi verelim.
Boz Ok'un bütün geliri, işaret edilen 1558-1559 yılında 1.951.813 akça idi. 702 köyü, 616 ekinliği vardı. Vergi nüfusu 15.111 evli ve 11.441 bekar olmak üzere 26.652 idi. Evli nüfus ile 5 Zaim ve 601 Sipahi ilave edilirse 1558-59 yılında Boz Ok'daki nüfus takriben 87.702 kişinin yaşadığı neticesi çıkar. Vergiden muaf olan din adamları ile malüller de göz önüne alınır ise Boz Ok'daki nüfusun takriben 90.000 kişi olduğu söylenebilir. Padişah Kanuni Sultan Süleyman'ın Boz Ok'daki geliri 215.561 akça, Sancak beyindeki 251.636 akça idi. Zaim ve Sipahilerin geliri de 1.528.302 ve vakıf gelirinin de 56.319 akça olduğu görülüyor.(12)

Bozok ve Havalisi Hangi Sancak ve Nahiyeleri İçine Alıyordu.

"Yine görüldüğü üzere, Boz Ok Sancağı, bugün Kayseri'ye tabi Sarı Oğlu Gemerek ve Sivas'a bağlı Şarkışla yörelerini içine almakta buna karşılık Yozgat - Akdağ Madeni Yolu'nun sol tarafındaki bir kısım topraklar da sancağın hudutları haricinde kalmaktadır.
XVII. yüzyılın ortalarında Boz Ok Sancağı şu kazalara ayrılıyordu: Akdağ, Emlâk, Budak Öz, Boğazlıyan, Küçük Süleymanlı, Sorkun, Gedük, (Metin Gök) Çusuk, Kızıl Kocalar, Hüseyin Ova, Han-ı Cedid (Yeni Han). Bu isimlerden bazıları yörelerin dahil edildiğini gösteriyor. XIX yüzyılın ortalarında içine alan büyük bir eyalet adı olmuştur. Boz Ok eyaletinin Boz Ok Sancağı ise şu nahiyelere ayrılmıştı. Yozgat, Kızıl Kocalar, Akdağ ve Madenciler, Boğazlıyan, Çorum, Kara Hisar-ı, Behramşah ve Çepni Oymağı, İhsan Evleri, Sorgun, Süleymanlı (Salmanlu) ve Avcılar - Hüseyin Abâd, Mamalu Oymağı, Afşar Oymağı, (Pınarbaşı ve Sarız yörelerindeki), Rişvan Oymağı, Doğu Kozan Dağı Kaymakamlığı. Bunlara göre XIX yüzyılda Boz Ok Sancağı idari bakımdan büyük değişikliğe uğr*****ş ve daha geniş bir sahayı içine almıştır.
XX. yüzyılın başında Boz Ok, Yozgat sancağı adıyla Ankara vilayetine bağlanmış ve şu üç kazadan meydana gelmiştir: Yozgat (Merkez kaza), Boğazlıyan, Ak Dağ madeni. Cumhuriyet devrinde bir vilayet haline getirilen Yozgat4ın merkez, Akdağ Madeni, Boğazlıyan, Çayır Alan, çekerek (Hacı Köy), Sarı Kaya (Hamam), Sorgun, Şefaatli, Yerköy adlı kazalara ayrıldığını biliyoruz. (13)

Sorkun - Sorgun

Burası aşağı yukarı bugünkü Sorgun ilçesine tekabül eder. Bu nahiyede "Kemhalu, İncesu, Karaca Eymir, Eşel Meydanı, Üç Köyü, Arab deresi, (hepsi Zâkirli oymağından), Kanber Pınarı, (tatardan), Kancık, Key Geldi, İğdeli Pınar (Kızıl Kocalu'dan), Kırk Pınar, Karaca Viran (Her ikisi de Selmanlu'dan), Kara Pınar, Dede Fakih, Göl Kayak, Alişar Dede, İsmail viranı, Orta Viran, Kasın Viran (Hepsi Ağaçlu'nun Közçü obasından), Budak Fakih, Peynir Yemez, Kara Hacılu (Hepsi Ta oymağından), Kızılca Kışla, Aygudulu, Maksudlu (Diğer adı Yen Beğlü), Ağça Kaya, (Diğer adı Piri Fakihli Tat), Karaca Kosuk ve Sar Günü (Her ikisi Çurgar'dan)"...
"Sorgun 16. yüzyılda Anadolu'ya yerleşen boylardan Kayı Boyu4na ait, Bozok Sancağı'na bağlı, vasfı Ekinlik olarak gösterilen, 45 vergi nüfusuna sahip bir yerleşim yeridir." (14)

Bozok ve Sorgun Nahiyesine Yerleşen Türk Boyları

Kızıl Kocalu:
Boz Ok'un en büyük oymaklarından biri olan Kızıl Kocalular'ın asıl yurdu, yani toplu halde yaşadıkları yer takriben, Yozgat- Şefaatli - Yer Köy ve Musa beyli arasındaki sahayı içine almaktadır. Şefaatli'nin eski adının Kızıl Koca olduğunu biliyoruz. 1529 - 1530 tarihli en eski deftere göre, şimdi birer kişi olan Kızıl koca oymağına ait Elma Hacılu, Sarı Hacılu, Musa beğli, Aziz Beğli, Yusuf abdal, Dokuz, Hasancı gibi obalar ile Topaç, İğdeli gibi ekinler, tarif edilen saha içinde bulunmaktadır. Hatta o zaman sadece küçük bir köy olan bugünkü vilayet Yozgat da aynı oymağın yurduna dahil idi. Yerköy'ün batısında Sekili, Sorgun'a bağlı Ali Şar köylerinin de adlarını Sekilu ve Şarlu adı Kızıl ve Şarlu adlı Kızıl Kocalu obalarından aldıkları anlaşılıyor.
Kalabalık bir oymak olan Kızılkocalılar, faaliyetleri ile tarihi kaynaklarda akisler bırakmışlardır. Osmanlı kaynaklarına göre Kızıl Kocaoğulları yaptıkları yağma akınları ile çevreyi öyle Taciz etmişlerdir ki, Amasya'daki Osmanlı Valisi Yörgüç Paşa, Kızıl Kocaoğlu ailesinden dört kardeşi ve maiyetlerini hile ile öldürtmüştü. Müverrihler hadisenin tarihini vermezler ise de bunun 1426 ve 1427 yılında olması muhtemeldir. Kızıl Kocaoğulları'nın yine Boz Ok'un ünlü boy beğlerdinden Ağça oğlu ile Dulgadır kuvvetleri olarak Karaman iline bir akın yaptıklarını biliyoruz. Karaman oğlu İbrahim Beğ'in kumandanı Eminüddün, Ürgüp taraflarında, Dulkadir kuvvetlerini yenerek adı geçen beğleri tutsak almıştı. Bu olayın da tarihi bilinmektedir. Bununla beraber bu hadisenin 1430'larda olması muhtemeldir. Bu olaylara rağmen Kızıl Kocalılar ehemmiyetlerini kaybetmediler.

Zâkirlu:
Zâkirlu'lar Yozgat'ın doğusunda, Sorgun yöresinde yaşamakta ve Yala hacılu, Ramazanlu, Orhan Hacılu, Emir Gazi'lu ve daha birçok obalara ayrılmakta idiler. Bu boya mensup bir beğin safeviler ile yapılan savaşlarda öldüğünü biliyoruz.
Sorgun'da Zâkirlu ve Kızıl Kocalu gibi her iki oymaktan da yaşamaşlardır. (15)

Çapanoğulları Dönemi

"XVI. yüzyıl başından itibaren bir sancak olarak bilinen Bozok, Sivas eyaletine bağlıydı. Sancağın idaresinden başta sancak beyi olmak üzere kadı, çeribaşı, alaybeyi, sipahi kathadüyeri ve yeniçeri serdarı sorumluydu. XXII. yüzyıl ortalarında 1 has, 19 zeamet ve 731 tımarı bulunan Bozok'tan sefer zamanı sancakbeyinin askerleri ve tımarlı sipahilerle birlikte 1100 kişilik bir kuvvet cepheye gönderilebilmekteydi. Sancağın kazaları; Sorgun, Akdağ, Hüseyinova, Budaközü, Beşiközü, Kızılkocalu, Gedük, Çubuk, Emlâk, Boğazlıyan, Süleymanl-ı Sağır ve Han-ı Cedit'ten ibaretti.
Bozok'ta komşu olan ve Sivas'ın kangal, Yöllüce, Mancınık, Alacahan ve çevresini içine alan Yenil'de Halep Türkmenleri ve Dulkadirli teşekkülleri bulunmaktaydı. Bunlar; İstanbul kazalarından Üsküdar'daki Atik Valide Sultan evkafı reyası idiler. Maraş ve Elbistan taraflarında Dulkadirli oymakları, Çukurova'da Üç ok Türkmenleri, Konya havalisinde Akçakan ulusu ile Sivas'ın doğu, kuzey batısından Samsun ve Ankara'ya kadar yayılan sahada ulu yörük adlı teşekkül yaşamaktaydı.
Bozok bölgesinde yaşayan halk eşkıya ve âsi konar göçerlerden oldukça zulüm ve zarar görüyorlardı. Bunun üzerine XVII. yüzyıl sonlarında Mamalu aşireti Bozok'u eşkıyadan korumakla vazifelendirildi. 1715 - 1718 yıllarına gelindiğinde ise kapısız leventler bölgede eşkıyalık faaliyetleri sürdürüyorlardı. (16)

Çapanoğulları'nın Geçmişi

Çapanoğulları'nın ve Bozok Sancağı'na yerleşmeleri hakkında bilinenler rivayetten öteye gitmemekte ve belgeye dayanmamaktadır. Bu ailenin menşeini Marhalu, Çapanlu, Teke, Bayat, Cerit ve Kara Papaklara bağlayan rivayet ve farziyeler vardır. Belgeye dayanmamasına rağmen Çapanoğulları'nın Mamalu Türkmenleri'nden olmaları kuvvetli bir ihtimaldir.
Ailenin adı geçen oymak voyvodalığını üzerine bulundurması ve fertlerinin tehlikeler karşısında aynı oymağa sığınmaları bu ihtimali kuvvetlendirmektedir.
Çapanoğulları'nın Çapar Ömer Ağa'nın ölüm yılı olan 1704'ten önce Bozok bölgesine yerleştikleri kesindir. Rivayete göre, 1650'lerde Horasan'dan ayrılan Çapanoğulları, Şam civarında yerleştiler, bir süre sonra da burayı bırakıp Bozok'u yurt edindiler. Osmanlı Hükümeti, 1696'da aldığı bir kararla Bozok bölgesine yeni Mamalu Türkmen oymaklarının iskanını başlattı. Buraya yerleştirilen oymaklar arasında Çapanoğulları'nın bulunduğu düşünülebilir.

-----------------------------------------------

- 1071 MALAZGIRT SAVASI’NDAN SONRAKI DEVRE: Bozok çevresinde Türk - Islam izleri 1071 Malazgirt Savasi’ndan sonra baslar. Tahrir Defterlerinden 24 Oguz boyunun 21’inden degisik oranlardaki Türkmen boylari Anadolu’ya gelmistir. Salur, Eymür ve Karkin’lilar Anadolu’nun iskaninda birinci derecede rol oynamislardir. Kayin, Anadolu’nun fethi ve iskaninda, Beydilli ve Bayindir boylari da Anadolu’ya yerlesmede önemli görevler yapmislardir. Oguzlar, göçtükleri yerlere her sosyal birimden insanlarin yaninda, kültür unsarlarini da tasidilar. Bozok bölgesi, önemli kervan ve ticaret yollarinin geçtigi bir yerdi. Emirci Sultan’in Osman Pasa Tekkesi bu yollardan biri üzerinde bulunuyordu. zaviye, Kayseri ve Kirsehir’den Amasya’ya giden yol üzerindeki bir konak noktasiydi. Yasevi seyhi Emirci Sultan’in 1204’lerde Bozok’a gelerek, Keçikirana cOsmanpasa) yerlesip irsada basladigi, bu bölgede 16. yüzyilda da "Osman Pasa Tekkesi" adiyla bir zaviye kuruldugu anlasilmaktadir. Salmanli ve Danisman köyleri, Danismend’liler zamanindan kalma tarihi köylerdir. Ilimizde Selçuklu’larin izleri 12. yüzyildan itibaren görülür. Bir ara Danigmendogullari’nin hakimiyetine giren bu bölge, 1175’den sonra Anadolu Selçuklulari’nin eline geçmistir. 1243 Kösedag Savasi’ndan sonra Ilhanlilar’in kontrolüne giren bölge Anadolu Selçuklu Beylikleri döneminde Eretna Beyligi’nin, 1381’den sonra da Kadi Burhaneddin Devletinin eline geçti. 1398’de Kadi Burhanettin öldürülünce Yildirim Beyazid bu bölgeyi ayni tarihte Osmanli Devleti sinirlarina katti. Timur Han 1402 - 1403 senelerinde Yozgat ve çevresini ele geçirdi. Timur Han Anadolu’yu terk ederken, 1256’dan itibaren bu bölgeye yerlesen Karatatarlar’i Türkistan’a götürmeye karar vere- rek 1404’de bunlarin tamamini zorla alip götürmüstür.




3- YOZGAT VE ÇEVRESINE YERLESEN OGUZ BOYLARI VE YASADIKLARI YERLER: Karatatarlar’in Bozok bölgesinden gitmesi sonucunda bölge, Sivas’in güneyinde ve Kayseri’nin dogusunda (bilhassa Uzunyayla) yaylaya Dulkadirli Türkmenleri tarafindan iskan edilmistir. 15. yüzyülda Yozgat ve komsu mahallere yerlesen, Bozok adiyla anilan oymaklar ve yerlestik leri bölgeler söyledir:




a. Kizilkocalu: Topluca yasadiklari yer; Yozgat, sefaatli, Yerköy ve Musabeyli ile çevrili saha olup, Elmahacili, Musa Beglü, Aziz Beglü, Yusuf Abtal, Dokuz, Hasanci gibi obalarla Topaç, Erkekli ve Igdeli gibi ekinlikler de bu sahanin içinde bulun- maktadir. 1529 - 1530 yillarinda küçük bir köy olan Yozgat da bu sinirin içindedir. Ayrica, Balti Saray, Yassi Kisla, Igde Kisla, Arik Asan, Agaça Saz, Dere Kisla, Köse Yusuflu, Ali sarlu, Sekilü, isa Hacilu ve Kösler de bu oymaga bagli olanlarin yerlesip isim verdikleri yerlesim birimleridir.
b. Salmanlu: Bu oymak Yozgat’in batisinda bulunan Salmanli’da yerlesmistir.





c. Agaçalu (Agaçlul): Bu oymak Karadere’de yasamaktaydi. Bu bölgede tamamen Agaçalu’larca doldurulmus, Asagi Kanak da bu boya mensup kisilerce iskan edilmistir. Ayrica Sokun, Emlak, Karça, Alilü, Hacilar, Hamzalu, Haser, çakir ve Cedük’te de Agaçlu obalari bulunmaktadir.
d. Çiçeklü: Bu boy Bogazliyan çevresinde oturmaktaydi.





e. Zakirlü: Bu oymak Sorgun civarinda yasamakta ve Yayla Hacilu, Ramazanlu, Orhan Hacilu, Emir Cazili ve daha bir çok obalara ayrilmaktadir.




f. Mes’udlu: Bölgenin en eski oymaklarindandi. Buna ragmen pek fazla nüfusu olmayan oymaklardan meydana gelmistir.




g. Agça Koyunlu: Bunlarin kalabalik bir kismi Gedük’te bir kisim obalari da Kara Dere’de yasamaktadir.




h. Kavurgalu: Yozgat’in dogusunda kendi adini tasiyan Kavurgali Köyü ve çevresinde yasamaktadirlar.




i. Demircülü: En taninmis obalari, Sarim Beglü olup Merkeze bagli Sarimbey bu obanin adini tasimaktadir.




j. Sam Bayadi: Bunlar Bozok’un sinirlari içinde bulunan o zamanki ismi Gedük olan sar Kisla’da yasamaktadirlar. Bunlar kis aylarini Halep civarinda geçirdiklerinden sam Bayadi adini almistir.




k. Söklen: Yurtlari Yukari Kanak olup, burada bulunan; Ayranci, Yagmur Kislasi, Kümber Kisla, Karaca Üyük, Akarca, Arpalik, Küpeli, Karaevli Kislasi, Dere Yagsin, Alembeg Kislasi, Emirbeg Kislasi, Baraklu, Akbenlü, çukurviran ve ekinliklerde 1542 - 1543 yillarinda 33 obaya ayrilmis bir halde yasiyorlardi. l. Hisar Beglü: Yurtalir Hasbek ve çevresi olup, Hisarbeyli köyü ile Bas Kisla’nin Kisla, Eynelli (Topal Abdal Kislasi), Hasbek, Ozan, Kemal Fakihlü, Agçadam, çanakçi, ramazanlu, Boyalik, Kaya- cik, Agil lKayalu), çorak, Edik, Alin Pinari, Musa Fakih, çaglali gibi ekinlikler de bunlara aittir.




ayrıca
http://acikarsiv.ankara.edu.tr/fulltext/2635.pdf

adresinde konuyla ilgili güzel bir yazı var

0 yorum: