1307-1355 yıllarında Anadoluda moğollar

20 Eylül 2009 Pazar

 

İrencin ve Bulargu (1304-1316)

Gazan Han’ın yerine İlhanlı tahtına Sultan Muhammed geçmiştir(1304-1316) Anadolu’da hüküm süren bozuk nizamı düzeltemek için İrencin Niyan-ı 1305 – Temmuzunda bu ülkenin askerleri kumandanlığına tayin etti Şemseddin Ahmet Lakuşi de tekrar vzir olarak Emir Ağaçeri ile Anadoluya gönderildi Şerafeddin müsafir de1304 2de yazılmamış vergileri meydana çıkarmak maksadıyla geldi İrencin Nayan Ağaçeri’ye yüz vermediği ve oda Han nezdinde bir destek bulmadığı iin onu Anadolu’dan ayrılmaya mecbur etti
Karamanlılardan kaçan Memreş adlı bir Türk Beyi Aksaray civarında Konya yolunda büyük Sultan Hanına sığındı Burada vuku bulan mücadelede kervansarayın burclarından ikisi harap oldu Büyük kervansaraylar yolcuların ihtiyaç ve istirahatleri çin olduğu kadar zengin kervanların emniyeti bakımından da mühim mevkiler idi
Kerimüddin Aksarayi vakıf ıradı karşılığı olarak 10000dırhem sarfı ile tamir ettirmiştir Bu sayede yol eski işlerliğine kavuşmuştur Fakat bu seferde İlyas adında bir beyde Moğallara bu kervansaraya sığınmış İrencin İlyas’ı yakalamak için 20000 asker ile burayı kuşatmıştır fakat İlyas’ı yakalayamamıştır Moğollar bu başarısızlığın sebebini hanı tamir ettiren Kermüddin Aksaray’ye yüklemiştir Burada öldürülen her Moğol askeri için onu 6000 akçe tazminata mahkum etmiştir Bu münasebetle Aksaray’i “Gariptir ki imar İslamın şartlarındandır Evlat Nazırı için harabi suç iken irencin devrinde tersine tam suç sayılmıştır Bu da zamanın nadir ve garip hadiselerinden biridir” demekten kendini alamaz Bu hâdise müstahkem ve muhteşem kervansarayların ve Darüşşafaların emniyet ve müdafaa bakımından ne derece mühim olduğunu ve asilerin neden bu binalara sığındıklarını gösterir
Böylece irencinde Anadolu’da vazifesine garip bir hadise ve zuhim ile başlıyordu
Moğol kumandanlarından Şektur’un oğlu Aksaray’ı idare için gelmiş fakat oda tıpkı Agaçeri gibi İrencinden yüz bulamadığı için Azerbaycan’a dönmeye mecbur kalmıştır Fakat Aksaray büyüklerinden Ali Paşa ve kardeşi Ahi Ahmed’ in emlâkına dokunmamışsa da şehrin müfsitlerinden Sengit onları Moğol emrine düşman göstererek öldürülmelerine emir verdi Bu durum Aksaray meydanında iki taraf arasında savaş başladı Süvari ve piyadeler arasında yaralananlar oldu Aksaray Dârüş-Şifassına sığınan Şergit oğlu “Tatar askerleri geliyor” propagandasını yapınca Ali Paşa oradan ayrılıp Sâlime kalesine sığındı Fakat Şen-Git oğlu Aksaray kadısı Mecdeddin Merendi’nin torunu ile gidip Ali Paşayı kandırdı kaleden çıkardı ve birkaç adamı ile birlikte öldürdü Şeyh Celaleddin Hormuş 100 yaşlarında muhterem bir insandı O da Aksaray karışıklıklarından kaçarak Salime kalesine sığındı Şen-Git oğlu onu da oradan çıkararak 12000 altının aldıktan sonra öldürdü İrencin Noyan’a dayanan ve ona para hazırlayan Şen-Git oğlu Aksaray’da Ahi Ahmed Şerefeddin Hoca Ömer Hoca Yakut Hacı Yusuf Ferhad Tirbaşı Saruca Müşrif ve diğer mühim ve zengin kimseleri de şehrin ayak vasıtası ile öldürüp servetlerine kondu
Bu zulümler karşısında Aksaray büyüklerinden İmam ve şeyhlerinden ve mak¤¤¤¤erin oğullarından oluşan 500 kişi Yabanlı yaylağında bulunan Moğol kumandanına gidip şikayette bulundular Fakat Şen-Git oğlu dairencin’i hediye ettiği mallar ve kandırıcı sözler ile elde tuttu ve şikayetçi kafile üzgün bir halde elleri boş Aksaray ‘ a döndü
Bulargu dindar bir kimse idi Abbasiler döneminde yaptırılan ve Halifenin kızı Arşe’ye ait bir türbeyi ziyaret edince burasının domuzlarla kirletildiğini görüyor ve bu münasebetle Ermenilere çatıyordu Bulargu ilk kışı Ayas (Yumurtalık) ‘da geçirmiş mühendis ve ustalar getirerek bu şehirde Câmi inşa etti ve onu rengarenk nakışlar ve Anadolu halıları ile süsledi altın ve gümüş kandillerle aydınlattı İmam ve müezzinler tayin ederek Kurân ve Ezan sesleri yükseldi Bulargu Sis(Kozan)’ te bir Câmi inşasına girişti Bulargu İrencin ile birlikte Han’a gidince icratından dolayı tasvip gördü ve nüfuzları arttı Fakat Ermeni Kralı Hetum Moğol Kumandanının İslami faaliyetlerine tahammül edememiş onu Memlüklülerle birleşme gayreti ile suçluyor; Olcaytu Han’a bu hususta çeşitli haberler bildiriyor ve iftiralarda bulunuyordu Bu durumdan haberdar olan Bulargu Ermeni Kralını ve Beylerini Anazorba surları altında öldürdü Kaledeki Ermeni askerleri hücuma geçince Bulargu geri çekilmek zorunda kalmış ve Sivas’ta İrencin’le beraber kalmıştır
Ermeni Prensi Oşin İlhan’a gidip Bulargu aleyhinde şikayette bulunmuştur Yapılan muhakemede Bulargu 1307 ‘de idam edildi Bulargu’nun öldürülmesinin asıl nedeni ise Moğol Han’ın ilerde başlarına bela olabileceğini düşüncesindeydi Olcaytu Han Oşin’i Kral tayin ederek memleketine gönderdi
Karamanlılar Konya’ da Çoban Bey’in Anadolu Seferi
Uç Türkmenleri Sultan Baybars’tan beri Memlük Sultanları ile dostane münasebetlerine girişmiş ve fırsat buldukça onlarla birlikte düşmanları olan put-perest Moğollara karşı bazen müşterek bazen de müstakil olarak mücadele etmişlerdir Moğollarsa her defasında Memlüklülere karşı mağlup oluyorlardı 1312 yılında Olcaytu Han bir sefere başlamıştı Bu durum Karamanoğullarına fırsat vermiş Anadolu’da ise Halk İrencin’in zulmü altında eziliyordu Karamanoğulları ve Uç Türkmenleri geniş bir istilaya giriştiler Anadolu’nun karışması ve kargaşalığı gören Sultan Olcaytu İrencin’i geri çekmek Emir Çoban Bey’i 1324’de Anadolu’ya gönderdi
Çoban Bey Ordugahını Karanbütte kurdu Bütün Türkmen Beylerini huzuruna çağırarak itaate davet etti Hamidoğlu Dündar Bey Karahisar’dan Sâhip Atanın torunları Beyşehirden Eşrefoğlu Kütahya’da Germiya Beyleri Kastamonu’dan Süleyman Paşa ve Sis’ten Ermeni Kralı hediyelerle gelip itaatlerini arz ettiler
Fakat Türkmenlerin en şiddetli ve kuvvetlisi olan Karamanoğulları Çoban Bey’in davetine itibar etmediler ve bir temsilci dahi göndermediler Çoban Bey bu durumda Karamanoğulları üzerine yürüyerek paybahtın önünde ordugahını kurdu Karamanoğulları ne itaate nede muhabereye hazır görünüyorlardı Bu yüzden Çoban Bey’i oyalamaya karar verdiler Karamanoğulları 1314 yılı Ramazan başlarında Lârende istikametinde kaçtılar Emir Çoban süvarileriyle takip ettirdi; Konya’yı aldı ve bu zaferi müjdelemek isteyen Çoban Bey Kultuğ Şah ve Emir Ebubekir’i süratle Tebriz’e gönderdi Kendisi de arkadan hareket etti
Çoban Bey’in Anadolu’da çok kalmadan dönmesi Memlüklülerin Malatya’ya kadar istilalara girişmeleri ile ilgiliydi Memlüklüler Anadolu seferlerinde Besni Bergar Kâhta beldelerine gidiş –dönüşlerinde Malatya yakınından geçerler ve bu şehirdeki Moğollar onlara saldırıyorlardı Böyle bir tecavüz olunca Mısır Sultanı Halep Nâibi Seyfettin Tengiz kumandasında bir orduyu emir Karatay ve Melik-Timur ile birlikte 1315 Nisanında Malatya’ya sevk etti Sultan Olcaytu Emir Çoban’ı Anadolu’ya gönderirken Malatya’yı kendisine mâlikane sevketmiş naib olarak Cemaleddin Hızır’ı görevlendirmiştir Kürt Emiri Mondu’yudan haraç işlerine megsar bıraktı Fakat Cemaleddin ve Mondu Malatya halkına ve mülklerine tecavüzde bulunuyordu Malatyalılar ise bu durumdan şikayetçiydi
Haleb Emiri Seyfettin Tergiz Malatya’ya ulaşınca Cemaleddin Hızır Şehrin Büyükleri Memlüklülerden aman dilediler ve bu dilekleri kabul edildi Halep Emiri ordugahını şehrin kapısı karşısında kurmuş askerlerin şehre girip yağma etmeleri içinde kapıyı muhafızlarla emniyet altına almıştı Malatya Selçuklular zamanında sanayi ve ticareti ile zengin bir şehirdi Memlüklülerin bu şehri yağmalamaya başladılar Müslüman ve Hristiyan farkı gözetmeden mallara tecavüz ettiler ve esir aldılar Dönüşte de esirleri serbest bıraktılar Askerler bir yandan şehri yağmalıyor diğer yandan da binaları yağmalayarak harabeye çeviriyorlardı Memlük ordusu Malatya’yı alıp dönerken Ermeni Oşin’e elçi gönderip Ceyhan bölgesini ve yıllık harcının 1 Milyon dirheme çıkarılmasını bildirdiler Memlüklülerin ayrılmasıyla Malikanesine varan Emir Çoban şehrin güvenliği için şehrin yedi kapısını kapatıp yalnız bir kapısını açık tuttu Harap olan binaların imar ve inşasını emretti Malatya’nın müdafaası için 2 Bin süvari bıraktı ve 1315 baharında Tebriz’e döndü Emir Çoban Anadolu’dan döndükten bir müddet sonra Olcaytu Sultan Muhammed ölmüş; yerine Ebu Said Han (1316-1335) geçmiştir Onun zamanında Çoban Bey İlhani İmparatorluğunun en kudretli ve halim şahsiyeti oldu Anadolu umumi valiliği de Timur-Taş’a verildi Timur-Taş kendisine Kayseri’yi merkez yaparak Anadolu’da takriben On yıl hüküm sürdü
TİMUR TAŞ’IN İSTİKLAL HAREKATİ
Moğol tahtına otura Ebu Said Bahadır Han’ın hükümdarlığı zamanında Emir Çoban İlhanlı hükümdarlığının en kudretli şahsiyeti haline gelmişti Oğullarını da belirli yerlere umumi vali tayin etmelerde bu kudretini sağlamlaştırdı İşte bu oğullarından biride Timur-taş idi Onu 1317 yılında Anadolu’ya gönderdi O da Anadolu’ya bir hükümdar gibi yönetmeye başladı
Timur-taş Anadolu’ya gelirken ünlü vezirlerden Reşidüddinin oğlu Celaleddini mali işlere bakması için yanında getirdi Anadolu işlerini iyi bilen Selçuklu emiri Sinaneddin Ariz’i kendine vezir yaptı Timur-taş bir müddet Sakarya kışlağında kaldıktan sonra Kayseri ye gelerek burayı devlet merkezi yaptı Anadoluda on yıl hüküm sürdü
İlhanlı merkezinde Çoban beye karşı olan muhalefet Türkiye’de de Timur-taşa karşı başladı Timur-taş Danişmend iline gidinde muhalifleri onun hazinelerini yağma etmişlerdi Anadolu da Samogon Noyan’ın torunu İci Baran bay Buga da Timur-taşa karşı ayaklandılar Emir çoban merkezde düşmanlarını bertaraf ederken Timur-taşta Anadolu da muhaliflerini bertaraf ederek tahtını sağlamlaştırdı Buralarda iş göremeyen Karamanoğulları ise yüzünü Ermenilere çevirerek 1318 de Tarsus havalisini işgal ettiler
Karamanoğulları Moğollar arası mücadeleyi fırsat bilerek Musa bey idaresinde 1320 yılında tekrar Konya yı işgal ettiler Fakat Timur-taş asileri bertaraf ettikten sonra Konya yı tekrar ele geçirdi Bey şehrini de yağma ederek Eşrefoğlu Süleymanı Beyşehir gölüne atarak hayatına son verdi Türkmen beylerini sıkıştırarak çoğunu aldı ve Türklerini de disipline soktu Karamanoğulları da bu şiddet karşısında Çoban Beye müracaat ederek himaye istediler
Selçukluların zayıflamasını fırsat bilerek Konya’yı ele geçiren Karamanoğulları’ndan 1320 ‘ de Konya’yı tekrar işgal eden Timurtaş kendisinin Selçukluların varisi olduğunu iddia etti Ve hakimiyetini Akdeniz kıyılarına kadar genişletti Antalya’yı Hamitoğulları’ ndan aldı Çukurova beldelerini de Ermenilerden alarak Türkiye ‘de nizamı kurdu çok sert fakat adil bir idare oluşturdu
Cobanoğulları Emir Timurtaş Müslümanlıkta fazla taasub gösterdi ve mehdilik davasında bulundu Emir Çoban’ın naiplerinin ve oğlu Timurtaşın 1317- 1328 yıllarındaki hükümeti Anadolu’ da ilhanlıları hakimiyetin en parlak devri olmuştur6
Timurtaş Anadolu’da nizam ve intizamı kurduktan sonra sıkı bir İslam siyasetine başladı Dini emirleri tatbik ediyor şarap içmeyi yasaklıyor Hz Ömer’e affolunan zımnî (gayri-Müslim) hukukuna göre Hıristiyan ve Yahudi kıyafetlerin tatbikine dikkat ediliyordu Timurtaş’ın bu idare sistemi buhran altında yazan halk üzerinde olumlu tesir yaptı 1322 senesinde istiklalini ve Ahir zamanın kurtarıcısı “Mehdi “olduğunu iddia etti Adına hutbe okutmaya başladı
Timurtaş Memlük’lere elçi göndererek Ebu Said Han’ın hakimiyetine son vermek için yardım istedi Babası Çoban onu bu hareketi karşısında mahcup oldu Ve bu Ebu Saide başvurarak Anadolu’ya gitmeyi gerekirse oğlunu susturmayı veya kendisini buraya getirmeyi istedi
Ebu Said’den izin alan Çoban kız mevsiminde Anadolu’ya yürüdü İki tarafın devlet adamlarının oraya girmesiyle savaş olmadı Oğlunu yakalayarak Han’a götürdü Timurtaş bir müddet kaldıktan sonra Han’ın affı ile tekrar Anadolu’ya döndü Çoban suçunu onun adamlarına yükleyerek onları idam ettirdi
Bütün bu yapılanlara rağmen Timurtaşın hakimiyeti Anadolu’da devam etti bir çok Selçuklu şehzadelerini öldürttü Karamanoğullarının elinde sadece larende(karaman) kaldı
Türkmen beylerinden en kuvvetlisi olan Hamitoğlu ;Felakeddin Dündar Beyi Isparta yakınlarındaki Eğdirde kuşattı Vezir Fahreddin Alinin torunundan Afyon’u aldı Sivrihisar’da bulunan şah’ıda ödürttü
Bununla beraber Timurtaş’ın istilası daha fazla ileri gidemedi Türkmen beyleri bütün Garbı Anadolu’yu almışlar Osman Gazi Marmara sahillerine ve Bursa’ya kadar fetihlerini götürmüştü
Timurtaş’ın Karahisar taraflarına memur ettiği Eratna Karahisar beyinin Kütahya’ya Yakup beyde sığınması üzerine Eratna bey ile yakup bey arasında bir çalışma olacağı sırada Timurtaş’tan gelen bir emirle Eratna birden bire geri çekerek Timurtaş’la beraber 1327 yılında Sivas’a çekilmişlerdir
Timurtaş Anodolu’da bu istila ve yayılma politikasına giriştiği sırada 1327yılında babası Emir Çoban ile Ebu Said Bahadır Han’ın arası açılmıştı Bu sırada kardeşi Dımaşk Hocada öldürüldü Babasından bir türlü haber alamayan Timurtaş Kayseri’ye oradan da Sivas ‘a vardı Yoların kesildiği haberini alınca tekrar döndü Bir süre sonrada babasının öldürüldüğü rivayeti aktı
Sıranın kendisine geldiğini anlayan Timurtaş Memluk Sultanlığına geçmekten başka çare bulamadı Mısır Sultanlığına gönderdiği elçilerin iyi karşılanması üzerine büyük bir miktarda vergi topladı Subay ve askerlerini kalelere dağıttıktan sonra birkaç yüz kişilik süvari ile 22 birinci Konum 1327 de hazinelerini ve hediyeleri toplayarak Kayser’den hareket etti Behisniye vardı Orada memlüklerden bir istikai gördü Timur-taş memlük toprağına basınca 1500 altun maaş tahsis edildi 1328 de Kahiriye daha ihtişamlı oldu Sultan Nasır onu yanına oturttu Hadiseler üzerinde görüştüler
Sultan Nasır kendisine eyer ve dizginleri altın işlemeli beş arap atı bir kılıç altın teli elbiseler ihsan etti Timur-taş’ın 3 gün sonra gelen hediyelerinde ise 100 eyerli at iki hörgüçlü 80 deve 5 köle ve elbiselerden oluşuyordu Timur-taş bu vaaddalara güvenerek onu İlhanlılara karşı Anadolu seferine teşvik ediyordu Oda mühlet isteyip babası Çoban Beyden bir haberin gelmesini bekliyordu
Timur-taş Anadoluyu terkederken Behisne’ye varmadan ailesi ve çocuklarını bir kalee koymuştu Timur-taş Nasır’a Karaman Beye Musa Beye bir mektup yazarak gönderilmesini arz etti Musa Bey ise cevabında mektubu ailesine bildirdiklerini fakat ailesinin” Bizim mısırda işimiz yok” cevabını verdiklerini ifade ediyordu Musa Bey bu cevapla Mısır Sultanına Timur-taş ile ailesi arasında gizli bir kararın olduğu imajını uyandırmıştı Aynı mektupta Anadoluda Timur-taşın müslümanları katlettiğini cesur olduğunu oraya Mısır’ı ele geçirmek için gittiğini yazıyordu
Bu arada Ebu Said’in elçileride mısıra gelerek Emir Çobanın öldürülmesinin luzumunu bildiriyordu Aradaki dostluklarının icabı kendilerine verilmesini iltica hakkı tanınmamasını söylediler Karamanlıların ve Moğolların tahrikleri sonucunda Timur-taş önce hapsedildi 22 Ağustos 1328 yılında da idam edildi Yanındaki emir ve subayların bir kısmı memleketlerine göderildi Bir kısmıda memlük ordusuna katldı
Timur-taşın idamından sonra uç Türkmenleri bilhassada Karamanoğulları geniş bir nefes aldılar Hamidoğlu İshak bey’de Babasının Antalya beyliğini kurtarıp almıştır Karamanoğulları suratle genişlemiş Gövele kalesine kadar genişlemiş Moğollarda bir daha Anadoluya hakim olamamıştır
Ebu Said Anadolu valiliğini dayısı uyrat’a verdi Ancak onun dönemiyle ilgili bir bilgiye rastlanılmamaktadır Bu görev 1333’te devlet şah’a verilmiş isede Anadoluya varır varmaz ölür Yerine Celayir Şah Hasan atanmıştır
Ebu Said Han döneminde Moğollar Anadoluda yabancılık duygusundan kurtulmuşlar Bunun sebebi ise İslamiyetin etkisi ve Türkleşmelerdir
İlhanlı imparatorluğu 1344 yılında yıkılmış fakat 1335 yılında Ebu Saidin ölümüyle devlet çözülmüş Anadoludaki beylikler istiklat kazanmış En meşhurları olan Osmanoğulları Selçukluların varisliğini yüklenmiştirİlhanlı topraklarının büyük bir kısmıda Erafına beyin eline geçmiştir
MOĞAL İSTİLASININ SONUÇLARI
1)Moğalların islam alemindeki açtığı yaralar zamanla sarıldı Fakat Irak siyasi ve kültür üstünlüğünü kaybetmiş Bu üstünlük Memluklular suretiyle Mısır ve Suriye’ye geçti
2)Selçuklu hükümdarlarının gayretleri ile büyük bir mdeni gelişme içerisindeki Anadolu da gelişmeler durmuş XV yyıldan itibaren yeniden gelişmeye başladı ise de bu mahvolan medeni ve siyasi üstünlük eski seviyesine kavuşturulamadı
Mavera-ünnehir Harizm Horasan Azerbaycan’da yaşayan kalabalık Türkmen boyları bu istilaların önünden koşarak Anadolu’ya geldilerAnadolu Türklüğünü her bakımdan güçlendirmişler Ülkenin kavmi ve manevi çehresi gelişmiş Daha önce fethedilmeyen yerler bu yeri gelen Türkmenler tarafından feth ve iskan edildi
2)Moğallar beraberlerinde getirdikleri kıpçak uygur ve diğer Türk grublarının sayesinde Türkleştiler
3)Moğallar mükemmel bir askeri ve mülki teşkilata sahip olarak gelmişler Uygur Türklerinin teşkil ettiği bir aydınlar zümreside vardı Başlıca din adamları (Bahşi) mülki memur (bitikçi) tabib (otacı) gibi kişilerden oluşuyordu Moğolların kalabalık bir unsur mükemmel bir askeri mülki teşkilata aydınlar zümresine ve her türlü gelecek ve müesseselere sahip olarak gelmeleri ile İran ‘da Anadolu’da ve Arap ülkelerin de tesirini hissettiren Fars kültürü yerini Orta Asya kültür atmosferine bırakmak zorunda kalmıştır
Anadolu’nun Türkleşmesinde âdeta son safha sayılabilecek olan Moğol harekatı her ne kadar şehirlerin harap olmasına insanların perişan olmasına yol açmışsa da Anadolu’da keşif bir Türk nüfusunun birikmesi bakımından önemlidir Cengiz Hanın 1218 yılında başlatmış olduğu batı seferi sırasında Maveraunnehir ve Horasan’da meydana gelen hadiseler Harezmşah devletinin yıkılmasına neden olmuştur Artık batı yönünde yapılan göçlerinde artık kaçış şekline dönüşmüştür
Harezmşah Muhammed Moğol takibinden kurtulmak için Hazar denizindeki Abskun adasına kaçmış orada sefalet içerisinde ölmüş Bölgede bulunan Türkler ise Anadolu’ya sığınmıştır Ve böylece Moğol harekatı sonucunda Anadolu’nun her yönü ile ikinci bir Türk vatanı olmasında etkili olmuştur Kaynaklarda Anadolu ismi yanında “Türkiye” adı da geçmeye başlanmıştır







BİBLİYOGRAFYA
ALPTEKİN Coşkun “Türkiye selçukluları” DGBİT Konya CVIII S209-357
Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi cilt 8 Çağ yayınları İst 1992
KÖPRÜLÜ M Fuat “Osmanlı Devletinin Kuruluşu” TTK 1988
ÖZTUNA Yılmaz “Büyük Türkiye Tarihi”
UZUNÇARŞILI İ Hakkı “Anadolu Beylikleri” TTK Ank 1988
İÜ Fen – Edebiyat yayınları İst 1981
SÜMER Faruk “Anadolu’da Moğollar” SAD TTK Ank 1970”
TURAN Osman “Selçuklular Zamanında Türkiye” İst 1971
TOGAN Zeki veledi Togan “Umumi Türk Tarihine Giriş
YUVALI Abdulkadir; “İlhanlılar Tarihi” Kuruluş Devri Erciyes Üniversitesi yayınları No: 77 Kayseri 1994

0 yorum: