İLHANLILAR'DA AHMED TEKÜDER DÖNEMİ VE SELÇUKLULAR
İlhan ERDEM
1- Teküder'in İlhanlı Tahtına Oturması veİlk Faaliyetleri
Abaka öldükten sonra İlhanlı tahtına kimin geçeceği konusunda
anlaşmazlık çıkmıştı. Şehzadelerden Kongurtay, Hülecü ve Cuşkab, emirlerden
Şiktur Noyan, Suncak Aka, Arab ve Karabukay Abaka'nın kardeşi Ahmed'in
hükümdarlığını münasip görürken, Olcay Hatun ve maiyeti o sırada daha
ölmemiş olan diğer kardeşi Mengü Timur'u; Emir Buka, kardeşi Aruk ve
Akbuka da İlhan'ın oğlu Argun'u destekliyorlardı. Durumun karışık bir hal
aldığı sırada, ümeradan Şişi Bahşi, şehzade Argun'u padişahlık iddiasından
vazgeçinneyi başardı. O sırada Mengü Timur da ölmüş olduğundan, Ahmed
Teküder taht için tek aday durumuna geldi. Bütün Moğol ileri gelenleri 26
Muhanem 681'de (6 Mayıs 1282) Ahmed'in tahta geçmesi için anlaştılar. Buna
karşılık şehzade Argun, Horasan valiliği ile taltif ediliyordu. Bu şartlar
dahilinde o, müneccimlerin uğurlu gün saydıklan 13 Rebi'ü'I-Evvel 681 (21
Haziran 1282) Pazar günü, sağ elinden Kongurtay ve sol elinden de Şiktur
Noyan tutmak suretiyle tahta çıkarıldı. Din olarak Müslümanlığı seçtiği için
ismini Ahmed koydular. Ayrıca "Sultan" ünvanını aldı. CüIGs merasimi sona
erdikten sonra, vaktiyle Hülagu 'nun biriktirdiği altınları Şal1fadasından getirten
sultan Ahmed, herkese para dağıtmaya başladı. Öyle ki, ordudaki sıradan bir
nefere bile 120 dinar vermişti!. Bizce bu savurganlık ilerde İlhanlı maliyesini
iflasa götüren sebeplerden birisi olacaktı.
CüIGs töreninden sonra devlet işlerine dönen yeni İlhan'ın, ilk icraatı
kendisinin tahta çıkmasında büyük emekleri olan Kongurtay'ı Temmuz 1282'de
Anadolu valiliğine göndermek oldu. Ayın sonuna doğru da Emir Akbuka'yı ona
yardımcı olarak yola çıkardı. Devlet mansıplarını dağıttıktan sonra kendisi de
Şeyh Abdurrahman adlı bir Türkmen şeyhiyle tanışaı-ak dostluk kurdu. Sık sık
onun Anan'da bulunan dergahına gidip gelmeye, semahlarına katılmaya
başladı. Ahmed, kendini şeyhe o kadar kaptırmıştı ki, bu sebepten devlet işleri
aksamaya ve emirler de hoşnutsuzluklarını dile getirmeye başlamışlardı. Hatta
bazıları şehzade Argun'la, hükümdar olması için gizli ittifak bile yapmışlardı.
Ancak sultan Ahmed bütün bunları görmezlikten gelerek Şeyhle günlerini
harcıyordu
Anadolu'da ise Gıyaseddin Keyhüsrev tahtta olmasına rağmen Aksarayı'ye
göre sultan Ahmed yanında bulunan II. İzzeddin Keykavus'un oğlu Gıyaseddin
Mesud'u Anadolu'ya gönderdi ve Selçuklu ülkesini ikiye bölerek batı bölgesini
ona verdi. Sultan II. Mesud Anadolu'ya girip Erzincan'a geldiğinde, Taceddin
Mutez'in oğlu Mücireddin Emirşah onu karşıladı. Bu harekete memnun olan
sultan, Mücireddin'i Saltanat Naibliğine atadı ve ilgili yarIığı almak üzere onun
İlhan'ın katına gönderdi. Sultan Gıyaseddin Keyhüsrev ise, kendine haber
verilmeden ülkesinin İlhan tarafından ikiye bölünerek yarısının başkasına
verilmesini hazmedememiş ve küskün bir şekilde Erzincan'a çekilmişti. Ayrıca
yeni İlhan'ı tebrike de gelmemişti. Bunlarda sultan Ahmed'in dikkatini
çekecekte.
Öte yandan sultan Gıyaseddin Mesud'un, Abaka devrinde de Anadolu'da
sultanlık yaptığına dair işaretler vardır. Nitekim 629/1231 tarihinde bina edilmiş
Uluborlu'daki Alaeddin Camii'nde bulunan onarım kitabesine göre sultan
Gıyaseddin Mesud 680/1281-2 tarihinde Selçuklu sultanıdır4.
Ayrıca Memlük kaynaklarına göre sultan Ahmed, 681 Cemaziyü'l-Evvel 19'da
(25 Ağustos 1282) Mısır'a elçilikle gönderdiği Emir Bahaeddin Selçuklu sultanı Mesud 'un
atabeki idi
Bütün bunlar, sultan Mesud'un hiç olmazsa 680/1281 yılı sonunda
Anadolu' da hükümdar ortağı olarak saltanat sürdüğünü bize göstermektedir
Yine buradan devamla diyebiliriz ki, Abaka ölüp yerine Ahmed Teküder tahta
çıktığında, sultan Mesud onu tebrik için Tebriz' e gitti ve orada iyi
karşılandıktan sonra tekrar makamına iade edildi. Anadolu'nun diğer yarısına
hükmeden III. Gıyaseddin Keyhüsrev ise Erzincan' a geldiğinde Selçuklu
tahtının tekrar ikiye bölündüğünü öğrenince İlhan'ın katına gitmekten vazgeçti
ve Erzincan'da ikamete başladı, ki bu durum Kongurtay'ın gelişine kadar
sürmüş olmalıdır
2-Teküder'in MemlUkler ile Barış Teşebbüsü ve Sonuçları
Kuruluşundan beri Memlüklerle devamlı olarak savaş ve düşmanlık içinde
olan İlhanlılar, Teküder devrinde bu politikayı değiştirme yoluna gittiler. ilhan
Teküder, sözünden çıkmadığı şeyhi Abdurrahman ve Sahib-i Divan Şemseddin
Cüveynı'nin telkinleriyle ünlü alim Kutbeddin Şirazı ve sultan Mesud'un
atabeki, Emir Bahaeddin'i 25 Ağustos 1282'de sulh teklif eden bir mektupla
Mısır'a gönderdi. İslamı bir tarzda "Bismilahirrahmanirrahim, bi-kuvveti'l-lahi
ve ba-ikbal-i Kaan: Haza Fermanu Ahmed ila Sultan-ı Mısr" diye başlayan
mektupta, Teküder artık Müslüman olduğundan bahisle bundan böyle
Müslümanların rahat ve huzur içinde yaşaması için çalışacağını, kendileri gibi
Müslüman olan MemlUklerle düşmanlığa gerek olmadığını bildirmekteydi.
Elçiler Mısır'a varıp mektubu verdiler. MemlUk sultanı mektupta yazılanları
okudu ancak İlhanlı hükümdarını inandırıcı bulmadı. Bu sebeple İlhan'a karşılık
yazılan cevapta Moğollar'ın Müslüman olduklarına pek inanmadıklarını, zira
Kongurtay'ın Anadolu'da Müslüman halka neler çektirmekte olduğunu
bildiklerini ifade ile "Eğer siz barış için samimi iseniz işgal ettiğiniz yerlerden
geri çekilmeniz gerekir; ondan sonra sulh görüşmelerine başlarız". denildi.
MemlUklerden gelen bu açık ve sert mesaja rağmen Teküder onlarla anlaşma
yapabilme umuduyla bu kez Şeyh Abdurrahman'ı elçi olarak Mısır'a
göndermeye karar verdi İlhanlı hükümdarının MemlUkler'e yakınlaşma çabası Moğol ileri
gelenlerinde hoşnutsuzluk yaratmıştı. Bunu fırsat bilen Horasan valisi şehzade
Argun 1282 kışını geçirmek üzere Bağdad'a geldi. O buralarda boş durmayarak
Siyah Kuh'ta kışlamakta olan Abaka Han'ın hassa komutanlarıyla haberleşmeye
başladı. Hassa ordusunun başında bulunan şehzadeler Keyhatu ve Kongurtay,
ümeradan Togaçar, Cavkur, Doladay Aydacı, İci Tutgavul, Guşi ve Konçkabal
şehzade Argun'un tahta geçmesi arzusundaydılar. Sultan Ahmed ise bu ilişkiyi
uzaktan endişe ile takip ediyordu. Şehzade Argun buradaki kendi yanlısı güçleri
örgütledi ve komutanları Cuşkab, Aruk ve Kurmuşi'ye Diyarbekir yöresinde
kışlarnalarını emretti. Bu sayede Anadolu' dan kendisine karşı bir hareketin
önüne geçmiş olacaktı. Şehzade 1283 baharında Horasan'a doğru yola çıktı.
Rey'e ulaştığında buranın şıhnesini dövdürdü ve elleri ayakları bağlı bir şekilde
sultan Ahmed'e gönderdi. Bununla da yetinmeyip her vakit İlhan'ın katına
Sahib-i Divan Şemseddin'in kendini zehirletmek istediğine dair elçiler
gönderdi. Bu sebeple ilhanlık katında da gerginlik artıyordu
Şehzade Argun, Rey üzerinden Mazenderan'a vardığı zaman Aykacı
Noyan bir tümenle gelerek ona katıldı. Buradan Amu Derya bölgesini korumak
ile görevli Hindu Noyan'a kendine katılması için çağrı yaptı. Ancak Hindu
Noyan gelmedi ve şehzadeyi İlhanla arasını düzeltmeye çağırdı
3-Kongurtay'1ıı Öldürülmesi veSultan Gıyaseddin Keyhüsrev'in Azli
Sultan Ahmed'in İlhanlı tahtına çıkması için büyük çaba harcayanlardan
biri olan şehzade Kongturtay, mükafatını Anadolu valiliğine tayin edilerek
almıştı. Anadolu'da sultan III. Gıyaseddin Keyhüsrev o sıralarda Erzincan
civarında ikamet etmekteydi. Sultanın bulunmamasını fırsat bilen Karamanh ve
Eşref oğlu Türkmenleri harekete geçerek Konya ve Akşehir vilayetlerine
saldırmışlar, buralarda korkunç yağma ve talan hareketlerinde bulunmuşlardı.
Sultan Gıyaseddin durumu öğrenince hemen Moğollar'a bildirdi ve acele
yardım istedi. İşte o anda Kongurtay da Anadolu'ya gelmekte idi. İkisi
Erzincan'da buluşup Konya'ya Türkmenler üzerine yürüdüler ve sabahleyin
Türkmenler'in gafil olduğu bir sırada baskın yaparak Konya ve çevresindeki bir
çok Türkmen'i katlettiler. Bu olaylar sırasında Konya şehri o kadar harap
olmuştu ki, kaynağınızın kaleme alındığı bir asır sonrasında bile şehir mamur
hale gelememişti. Türkmenler'i Konya çevresinden uzaklaştırmakla yetinmeyen
Moğol şehzadesi Kongurtay onları tümden yok etmek amacıyla arkalarından
gitti. Ermenek'ten Mut beldesine kadar Karaman bölgesini talan etti ve bir çok
Türkmen öldürdü. Öyle ki, eğer sultan Ahmed Moğol şehzadesini bölgeden
çekmeseydi, belki de Karaman diyarında tek bir Türkmen kalmayacaktı! i . Bu
katliam o kadar korkunç olmuştu, ki etkisi Mısır'a kadar ulaşmış, Memlı1kler
Kongurtay'ı sultan Ahmed'e şikayet etmişlerdiıı.
Yukarıda değindiğimiz gibi sultan Ahmed Mümlükler ile ne pahasına
olursa olsun bir sulh anlaşması yapabilmek amacıyla Şeyh Abdurrahman'ı elçi
olarak görevlendirmişti. Beri yandan da Kongurtay'a haber salıp MemlGkler'le
barış için yapılacak kurultaya davet etti. Şehzade de bu davete icabetle, yanına
Sultan III. Gıyaseddin Keyhüsrev'i de alarak yola çıktı. Kaynağın belirttiğine
göre Anadolu 'nun diğer yarısına hükmeden sultan Gayaseddin Mesud da
kurultaya katılmak için İlhanlı başkentine gitmişti 13. Kongurtay yola çıktığı
zaman yakınlarından Çerik isimli birini Anadolu'dan topladığı çeşitli
hediyelerle birlikte şehzade Argun'a yolladı ve bu zamana kadar kendisiyle
ilgilenemediği için de özür diledi. Argun, Kongurtay'ın elçisini çok iyi karşıladı
ve ona iltifatlarda bulundu. Elçi dönerken de Kongurtay'a verilmek üzere iki
aded gerdanıık (zincir) gönderdi. Sultan Ahmed durumu öğrenince
Kongurtay'dan şüphe etmeye başladı. Zira açıkça kendine isyan etmiş birine
hediye gönderiyor, saygı duyuyordu. Bunun yanında yakınlarının verdiği habere
göre Kongurtay Moğol yılbaşının başladığı gün sultan Ahmed'i yakalayıp hapse
atmak için şehzade Argun'la anlaşmıştı. Bu konuda Küçük Okçu ve Şadi Ahtacı
da kendilerine yardımcı olacaktı. Bu haber karşısında iyice kuşkulanan ve
kendinden emin olamayan sultan Ahmed, yılbaşından bir gün önce damadı
Alınak Noyan'ın evine gitti ve onu, o sırada payitahta yeni gelmiş olan
Kongurtay'ı yakalamakla görevlendirdi. Ertesi gün sabahleyin Alınak
Kongurtay'ı kolayca ele geçirerek İlhan'ın huzuruna getirdi. Kongurtay
sorgulandıktan sonra Moğol1ar'ın Biçin yılı başı olan 682 Şevval 2Tde (18
Ocak 1284) öldürüldü. Şehzade ile işbirliği içinde oldukları iddia edilen Küçük
Okçu da katledilirken, Bağdad civarında şehzade Argun adına faaliyet gösteren
Çuşkab ve diğer ümera ile Tebriz'de bulunan Togaçar, Konçkabal, Doladay,
Cuşi ve Çavgur tutuklandılar. Diğer bir Argun yanlısı olan şehzade Keyhatu da
tutuklu olarak İlhan'ın huzuruna getirilirken bir yolunu bularak şehzade
Argun'un yanına kaçmış ve durumu ona anlatmıştı. Şehzade o sırada Save'de
bulunuyordu
4- Şehzade ArgUll ile Mücadele ve Sonuçları
Bundan sonra sultan Ahmed, 683 yılı Muharreminde (1284 Mart'ı) Argun
meselesini kökünden çözmek için Moğol, Müslüman, Ermeni ve Gürcüler'den
müteşekkil 100.000'i aşkın bir ordunun başında harekete geçti. Öncü olarak
Alınak, Kutup, Eşik Tuğlu, Yasar Agul, Şadi ve Tugay gibi ünlü noyanları
15.000 kişilik bir kuvvetle gönderdi. Argun da bu arada ordu toplamakla
meşguldü. Önden giden Alınak Kazvin' e ulaştığı sırada sultan Ahmed de 683
Safer Tde (25 Nisan 1284) 8 tümen askerle Mugan'dan hareket etti. Ayın
13'ünde (1 Mayıs 1284) Argun Talikan civarında görülmüştü. İlhan, Alınak'a
haber göndererek şehzadeyi takip etmesini istedi. Derhal takibe geçen Alınak ile
şehzade Argun 683 Safer 16 (4 Mayıs 1284)'de Kazvin hududundaki Ak Hoca
mevkiinde karşılaştı. Şehzade Argun' un şiddetli saldırısı karşısında
dayanamayan Noyan, sultan Ahmed'in yanına kaçtııs.
İran'da taht kavgaları yaşanırken Anadolu'da da yeni gelişmeler oluyordu.
Öldürülen şehzade Kongurtay'la birlikte ilhanlık katına gitmiş olan sultan
Gıyaseddin Keyhüsrev de cezaya uğramış, Selçuklu tahtından azledilerek
Erzincan'da yaşamaya mecbur edilmişti. Buna sebep herhalde Kongurtay'a olan
yakınlığı olsa gerektir. Gıyaseddin'in azledilmesinden sonra Selçuklu saltanatı
gene o sırada İlhan' ın huzurunda bulunan II. Gıyaseddin Mesud' a verildi ve o
saltanat yarlığı ile birlikte Anadolu 'ya gönderildi. Il, Mesud Konya' da 682
Zilkade (Şubat 1284) sonunda Selçuklu hükümdarı olarak tek başına tahta
oturdul6• O, cülGs merasiminden sonra devlet mansıplarını yeniden belirledi. Bu
görevlendirmede vezirlik Fahreddin Ali de kalırken saHanat naipliğine
Mücireddin Emirşah, müstevfiliğe Hoca Nasireddin, pervaneliğe de İmadeddin
Zencanf getirildi. Kaynağın belirttiğine göre bilhassa İmadeddin Zencanı'nin
vakıf ve imaretlere yeniden faaliyet izni vermesi ile Anadolu'da insanlar kısmen
rahat ve huzur ortamına kavuştular
Bunun yanında önceden Memlükler'le sulh yapmak üzere sultan Ahmed
tarafından görevlendirildiğin i gördüğümüz Şeyh Abdurrahman, hazırlıklarını
tamamladıktan sonra Mardin'e varmıştı. Burada kendisine bir MemlGk elçisi
gelerek sultan Kalavun'un Şam'da beklediğini söyledi. Bunun üzerine Şeyh 682
yılı Şevval lO'da (3 Ocak 1284) harekete geçti. Harran, Bire ve Haleb yoluyla
Zilhicce ayının 12. günü (13 Mart 1284) Dımaşk'a ulaştı. Ancak MemlGk
sultanı burada yoktu; sözünü tutmamış çekip gitmişti. Belki de uzun süre onu
bekleyememişti. Şeyh Dımaşk'ta MemlGklerce hemen hapsedildi ve bir süre
sonra da orada öldüIS.MemlGklerle sulh teşebbüsü de boşa giderken, Teküder'in
itibarı daha da sarsılmıştı.
İran'da taht mücadelesi bütün şiddetiyle devam ediyordu. Alınak'ı mağlup
eden Argun, bu kezAbizzat İlhan'ın harekete geçmesi sonucu Horasan'a kaçmak
zorunda kalmıştı. Asi şehzadeyi takip ile görevli sultan Ahmed'in öncüleri,
Argun' a itaat eden vilayetlerde zulüm ve talana başlamışlardı. Şehzade bunu
öğrenince vakit kazanarak dağılmış olan ordusunu toplamak için İlhan'ın
huzuruna bir elçi göndererek "Kendisinin asla Aka'sına kılıç çekmediğini ancak
Alınak' ın saldırıp mallarını yağmalaması sonucu onu def etmek zorunda
kaldığını" söyledi. O sırada Kazvin hududunda bulunan sultan Ahmed bu
sözlere kulak asmadı ve yürüyüşüne devam etti. Argun bunun üzerine barış
teklifini bir defa daha tekrarladı ve şehzade Keyhatu'yu İlhan'ın huzuruna
gönderdi. Sultan Ahmed tekliflere kayıtsız kalırken başta Buka olmak üzere
bazı emirler barıştan yanaydı ve çeşitli bahanelerle
sultanı Argun'a saldırmaktan alıkoyuyorlardı. Sultan bunu anlayınca, Buka'yı kumandanlık
görevinden alarak yerine Akbuka'yı tayin etti. Buna gücenen Buka da gizlice
Argun tarafına meyletti ki bu da Ahmed Teküder'ın sonunu hazırlayacaktır. Bu
arada da şehzade Argun 683 Rebi'ü'ı-Ahir 9'da (25 Haziran 1284) Kelat Kuh'a
varmıştı. Bunu haber alan Ahmed'in komutanı Alınak süratle gelerek şehzadeyi
kuşattı. Alınak, kaçacak yeri olmayan Argun'u teslime zorladı ve "Eğer teslim
olursa İlhan tarafından affedileceği" yolunda teminat verdi. Sonunda şehzade
ikna edilerek Alınak19 ile beraber Ahmed'in karargahına geldi. Sultan Ahmed,
beklenilenin tersine, yeğenini iyi karşıladı ve iltifat etti. Hatta onun ordugahta
kalmasına izin verdi (13 Cemaziyü'l-Evvel 683/28 Temmuz 1284). Bir süre
sonra Ahmed, Kutuy Hatunu ziyaret etmek amacıyla ordugahtan ayrıldı ve
yerine de Alınak'ı vekil olarak tayin etti. Sultan'ın ayrılmasını fırsat bilen Buka
da gizlice harekete geçti. O, emirleri hükümdarlığın gerçekte Argun'un hakkı
olduğuna inandırmaya uğraşıyordu. Kendisini Aruk, Cuşkab, Kurmuşi ve
Arksun Noyan destekliyorIardı. Bunlar sultan Ahmed'in şehzadeyi İsferayin
yakınlarında öldüreceğine dair bir söylenti duyunca Argun'u kaçırmaya karar
verdiler. Bu amaçla bir Toy düzenleyerek Alınak ve adamlarını sarhoş etiler.
Gece olup da ordu komutanı ve nöbetçiler sızınca Argun' u göz hapsinde
tutulduğu çadırdan çıkardılar. Doğruca Buka'nın evine gittiler. Orada silahlarını
kuşanıp atlarına binerek tekrar ordugaha geldiler ve hiç bir şeyden habersiz
sızmış bir halde yatan Alınak ve adamlarını öldürdüler, ordugahı ele geçirdiler.
Sultan Ahmed daha yarı yolda iken emirlerden Akbuka, Legizi, Amkacin
gelerek durumu bildirdiler. Ahmed hemen ordu toplayarak savaş yapılması
fikrini ortaya attı. Ancak o arada gelen Mazuk Kuşcu adamlarının
öldürüldüğünü ve diğerlerinin de Argun 'la ittifak yaparak üzerlerine doğru
gelmekte olduklarını söyledi. Bunun üzerine sultan Ahmed geri döndü. Kalpuş
ve İsfareyn üzerinden Irak'a doğru yollandı. İlhan'ın arkasından bir zamanlar
Kongurtay tarafından Argun'a elçi olarak gönderilmiş olan Çerik, 4.000 kişi ile
gönderilden. Sultan Ahmed merhametinin kurbanı olmuştu.
Bir taraftan sultan Ahmed takip edilirken diğer taraftan yeni İlhan'ın kim
olacağı konusunda tartışmalar başlamıştı. Emir Buka Argun'a meylederken,
Aruk Cuşkab'ın Tekna'da Hülecü'nün hükümdar olması gerektiğini
söylüyorlardı. Durumun nazik bir hal aldığını gören Buka derhal müdahale
ederek yeni İlhan'ın seçim işini sultan Ahmed'in yakalanması sonrasına
bırakmayı teklif etti. Orada bulunanlar biraz da isteksiz olarak bunu kabul
edince Buka, Argun'u tahta g~çirtmek için gerekli zamanı bulmuş oldu. O ve
şehzade Argun 683 Rebf'ü-l-Ahir 2S'te (13 Temmuz1284) Ahmed Teküder'in
peşine düştüler. Yüzağaç mevkiine geldiklerinde sultan Ahmed'in önceden
tutuklatmış olduğu Togaçar, Konçkabal, ve Doladay Tebriz'den gelerek
Argun'a katıldılar. Böylece şehzade biraz daha kuvvetlenmiş oldu. Bu arada da
sultan Ahmed Derbent taraflarında yakalanmış, Argun'un huzuruna getirilmişti.
Ona Kongurtay'ı niçin öldürdüğü ve Alınak'ı neden üzerlerine gönderdiği
soruldu. O hata yaptığını kabul ederek bir daha yapmayacağını söyledi. Sultan
Ahmed'i annesi Kutuy Hatun'un hatırına bağışlayacaklardı. Ancak öldürülen
Kongurtay'ın annesi ve çocuklarının feryatları ile tam o anda şehzadeler Hülecü
ve Cuşkab'ın Hemedan'da isyan hazırlığı içinde olduğu şeklinde alınan haberler
sonucu Ahmed'in öldürülmesine karar verildi ve o 683 Cemaziyü'l-Evvel 26
gecesi (l1.8 .1284) Kongurtay'ı öldürtmesine kısas olarak öldürüldüZ!.
Onun öldürülmesi bilhassa İlhanlı tebası içinde ekseriyeti teşkil eden Müslümanlar ve
Selçuklular için bir kayıp sayılabilir. Zira Argun 'un dönemi onlar için pek de
parlak olmayacaktl.
Sonuç olarak, Teküder'in iki yıldan biraz fazla süren hükümdarlık dönemi,
İlhanlı tarihi için pek de parlak geçmemiştir. O, dışta Memlükler ile barış ve
işbirliği yapma çabasında başarısızlığa uğrarken, içte de zayıf kişiliği sebebi ile
istikrarı sağlayarnamış, Moğol feodallerini dizginleyememiştir. Buna karşılık,
Teküder'in dilli tercihi Müslümanlar ve İslam dünyası için bir zafer sayılabilir.
Anadolu'ya gelince, Moğolların 1277 Memlı1k müdahalesinin ardından
Anadolu' da kurdukları rejim siyası manada Türkmenlere kısmı özerklik
verirken Selçuklu hanedanını güçlendirip yerli feodalleri sindirme esasına
dayanıyordu. Ekonomik alanda ise kaynaklar ve üretim meta'ı, büyük bölümü
İlhanlı hazinesine aktarılmak kaydıyla İlhan ve Moğol feodaller arasında
paylaşılmıştı. Ahmed Teküder'in kısa hükümdarlık devrinde de Anadolu'da
uygulanan Moğol sisteminde fazla bir değişiklik yapılmamıştır. Eski yapı
korunmuştur. Bu rejime karşı çıkan zümreler de Kongurtay örneğinde
görüldüğü üzere, çok sert ve acımasız bir biçimde cezalandırılmıştır. Yine bu
dönemde, Selçuklu hanedanı zayıflatılmış ve ülke iki ayrı yönetime ayrılmıştır.
Ülkedeki Moğol feodaller ise güçlendirilmiştir.
20 Eylül 2009 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder